YAŞAM İÇİN İYİ SEÇİM
1 yıldan uzun süredir devam eden bir soykırıma şahit tutuluyoruz. Şimdiye dek 50 bine yakın insanın öldürüldüğünü duyuyoruz. Artık ölümlerin bile doğru sayılamadığı, çünkü şehitleri sayacak, sisteme kaydedecek kurumlarda çalışan yetkililerden de kimsenin kalmadığı bir distopyaya canlı canlı şahit oluyoruz. 17 binden fazla çocuğun katledildiği, bir o kadarının kolsuz, bacaksız, annesiz, babasız, yersiz, yurtsuz kaldığı bir çağda yaşıyor olmanın vicdan yükünü nasıl taşıyacağımızı düşünüyoruz.
Bu yıl kullanılmaya başlayan yeni bir kavram kısaltmasının açılımını öğreniyoruz. WCNSF: Wounded Children No Surviving Family, yani Gazze’de ailesinden herkesi kaybetmiş ve kimsesi kalmamış yaralı çocuklar. Böyle bir kavram üretilmek zorunda kalınıyor; çünkü bu çocukların sayısı sayabileceğimizden çok daha fazla. Üstelik son zamanlarda yeni bir istatistikten de haberdar oluyoruz. Gazze’deki kayıp çocuk sayısı: 21 binden fazla…
Bir tarafta bir yıldan uzun süredir dünyanın her yerinden vicdanlı insanların çıkardığı sesi duyuyor, yanıt veriyor ve haykırıyoruz soykırımın bitmesi için. Bir diğer taraftan Gazzelilerin kadın, çocuk, erkek, yaşlı demeden topraklarını son nefeslerine kadar bırakmayışlarının gerçek hikâyesini seyirlik dizi gibi izleyip paramparça olmuş yüreklerimiz ile devam ediyoruz işe, güce, hayata. Ve bambaşka bir tarafta ise kötüleri görüyor, kahroluyor ve kötünün sesinin nasıl da gür çıkabildiğini hınç içinde idrak ediyoruz.
Bütün bunlar olurken ve bizler de şahitlik ederken daha aktif bir eylemlilik içine nasıl girilebilir, bu kapitalist tüketim çarkının soykırım destekçisi marka ve ürünleriyle nasıl mücadele edilebilir diye düşünüyoruz. Boykotun uzun yıllardır, dünyanın her yerinde ve pek çok haksızlıkla mücadelede kullanılan bir yöntem olduğunu biliyoruz. Ancak son dönemde yaşananların şiddeti ve boyutu bizi dönemsel boykotlardan çok daha daimi, sürdürülebilir ve evrensel bir boykotun gerekliliğine ikna ediyor. Tüm dünyada boykotun vicdanlı kalabalıkların elindeki en güçlü silah olduğunu görüyor ve sadece bir yılda sınırlı sayıda insan tarafından yapılan boykotun dahi soykırım destekçisi markaların yıllık satış oranlarını ve imaj değerlerini nasıl etkilediğini yakından görüp heyecanlanıyoruz.
Sürdülebilir bir boykot için yapılacak daha çok şey var, diye düşünerek niyet alıyor ve çıkıyoruz bir yola…
İşte İyi Kapsül böyle bir vizyonla kuruluyor ve diyor ki;
İyi Kapsül, boykotun ve insana değer veren bilinçli bir tüketim anlayışının çok daha evrensel ve hayati bir noktaya taşınmasında ve değişmez sanılan dünya düzeninin değişmesinde üzerine düşeni yapma vizyonuyla hareket eder.
Biliyoruz ki büyük değişimler küçük insanların elinde başlar. Küçük adımlar büyük yolculukların vazgeçilmez ilkleridir. Küçük gibi görünen bilinçli ve iyi seçimler, muhakkak iyi sonuçlara gebedir.
Bütün bunları bilerek hareket ediyor ve tüketicilere yaşam için iyi seçimler yapmanın mümkün olduğunu hatırlatıyor; sağlık destek ürünleri pazarına hâkim olan boykot markalarına yerli ve kaliteli alternatifler sunuyoruz.
Boykotu kolay, sürdürülebilir ve alternatifleri erişilebilir kılma hedeflerimizle; tüketiciye güvenle tercih edebileceği ürünleri tek bir çatı altında, kullanıcı dostu bir arayüzle sunmayı ve boykotu herkesin kolaylıkla uygulayabileceği bir yaşam tarzı hâline getirmeyi amaçlıyoruz.
Tüketim çılgınlığı ve güçlünün zayıfa zulmü ile dönen dünyada bedenine iyi bakıp sağlıklı kalmaya çalışırken ruhunu da incitmemeye çalışan, sağlık destek ürünlerine dair ihtiyaçlarını karşılarken “iyi” kalmak isteyen, insanlara, hayvanlara, çevreye zarar vermemeyi düstur edinen, kendi sağlığı kadar dünyadaki tüm insanları ve canlıları da düşünen bilinçli tüketicilere ulaşmayı ve bu bilinçteki insanların sayısının artmasına katkı sunmayı çok istiyoruz.
İyi Kapsül olarak, yaşam için iyi seçim diyoruz.